Dans Ederek İlerle – Zihnimden Yansımalar Bölüm 1

 

İlkokula başladığınız günü hatırlar mısınız? Ne kadar da büyük bir gündü bizler için, mavi önlüğümüzü ilk defa giyip annemizin elinden tutarak yola koyulmuştuk. Eğitim hayatımız başlıyordu ve bu sefer işler ciddiydi. Artık anaokulundaki oyun zamanları, uyku vakitleri yok, matematik dersleri, türkçe dersleri vardı. Başarılarımız parlak yıldızlarla değil rakamlarla ölçülüyordu artık.

Önümüze bir hedef koymuşlardı, orta okula gideceksin, her şey değişecek, o yüzden şimdiden çalışmaya koyul. Yıllar geçti orta okula ulaştık, önlükten kurtularak gömlek giymeye hak kazandık. Ve gömlekten, ceketten anlayabileceğiniz gibi artık işler daha da ciddileşmişti.

İlkokul mu? Çocuk oyuncağıydı o dediler, hedefin liseyi kazanmak artık, işin ciddiyetini anlıyor musun diye sordular.

Ciddiye aldık, bir liseyi kazandık ve başardım diyemeden ilk derse girdik. Öğretmenimiz tebriklerini iletti ve dedi ki, sakın rahatlamayın asıl iş şimdi başlıyor!

Bu sefer emindik ama, hayalimizdeki üniversiteye girmek için lise yıllarımızı ciddiye almalıydık, ciddiye almayanlara geleceğini satıyorsun diyorlardı.

Tahmin edin üniversiteye girince ne oldu, aslında mesele bir iş bulmakmış. Üniversite yıllarında yapacağın seçimler doğrultusunda bir iş bulacaksın, yatarsan bir baltaya sap olamazsın.

İş hayatımın ilk gününü hatırlıyorum, işte vardım demek istedim sonunda buradayım, ama kelimeler dudaklarımdan dökülmedi. Çünkü artık biliyordum, varacağım nokta aslında bir ilüzyonmuş.

Şirketin hedeflerini tutturmalısın, kariyerinde yükselmelisin, daha ileri, daha yukarı, devam, devam, ilkokulda önüne çizdikleri yolun sonundaki hazineye varacaksın!

Çalışma hayatımın ardından, şöyle bir geriye dönüp bakınca, biraz kandırılmış hissediyorum.

Sonsuzluğa uzanan bir merdivenin tepesine varacağıma inandırılmışım, ancak o tepeye ulaşınca başarılı ve mutlu olacağıma ikna edilmişim.

Fakat hayatın anlamı merdivenin tepelerinde değil, merdivenin ta kendisiymiş.

Önlüğümü giydiğimden beri attığım her adımın ciddi olmasına özen göstermişim, halbuki merdivenleri dans ederek çıkmalıymışım.

Hedeflerinize vardığınızda, yolun sonunda sizleri sonsuza kadar oturabileceğiniz konforlu bir koltuğun beklediğini sanmayın, aksine yolun devam ettiğini ve yeni hedefler, amaçlar, arzular doğrultusunda dallandığını göreceksiniz.

Fark etmemiz gereken şey ise, mutluluğumuzu bitmeyen bir yolun, bir yolculuğun sonuna şartlamamak.

İstediğim işe girince rahatlıyacağım, mutlu olucam. Şu evi alabilirsem, gerisi kolay. Şöyle bir insanla tanışıp hayatımı birleştirmek istiyorum, sonra sırtım yere gelmez.

Hayır, bunlar hep yanılsamalar. Vardığınız anda varmadığınızı fark edeceksiniz. Elbette arzularınızı kovalamanızı destekliyorum, fakat vardığınızı zannedip geriye döndüp baktığınızda ciddi, stresli ayak izlerinizi görmeyin. Dans ettiğiniz adımları görün. Çünkü vardığınızı sandığınız anda, keyfini çıkaramayacaksınız, başka yollara koyulacaksınız ne olduğunu anlamadan. Bir şarkı bitecek ve hayat farklı bir şarkıya başlayacak.

Şarkı çalarken dans etmezseniz, şarkı bittiğinde alkışlamanın bir anlamı yok.

Başarı dediğimiz şey de bizi aynı şekilde yanıltıyor. Bir ev alarak mı başarılı olursunuz yoksa o evde keyifli bir şekilde yaşayarak mı? Sevgili yapmak mıdır başarı yoksa o kişi ile mutlu vakit geçirebilmek midir? Lotoyu kazanmak mıdır başarı, yoksa kazandığın parayı hayatına katkı sağlayacak bir şekilde değerlendirmek midir. Bu spesifik noktalarda başarı, mutluluk gibi şeylere ulaştığımızı zannediyoruz, fakat bu noktalar, çizgileri dolayısıyla yolları birbirine bağlayan yanılsamalar.

Arzuladığımız şeyler veya bizi mutlu edecek olanlar bu noktalar değil. Liseyi kazanmak, üniversiteye girmek, istediğin işe girmek, onu almak, buna sahip olmak… değil.

Tüm mesela yolun, merdivenin ta kendisi.

Anı yaşamak da işte buradan geliyor.

Anı yaşamak karaladığımız bu hayali başarı noktalarında duraklayıp zaferi tatmak, derin bir nefes alıp, başardım, anın tadını çıkarabilirim demek değil.

Anı yaşamak, yol boyunca dans edebilmektir, yol boyunca her an dans edebiliyor olmaktır.

Hayatın anlamı da öyle… Anlam bizi kandırdıkları gibi ciddi adımlarla bir yere varmakta saklı değil, bir yere gitmekte saklı, dans ederek…

 

İçeriği Paylaşmaya Ne Dersin?

Burag Hançer

Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim... Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla! Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin :)

5 2 votes
Article Rating
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments